Asmaa // Esma - Deneme Blogu

Breaking

Öylesine

About

test banner

Post Top Ad

Responsive Ads Here

Post Top Ad

Responsive Ads Here

Çarşamba, Mayıs 08, 2013

Asmaa // Esma

Bana sorulursa Mısır sinemasının en etkileyici filmlerinden biri olmuÅŸ. SevdiÄŸi adamın hayali uÄŸruna Aıds hastalığına yakalanan kadının hayat mücadelesi ve kendisiyle aynı kaderi paylaÅŸan insanlar için bir umut olabilmek için harekete geçiÅŸi anlatılıyor. 

Ä°nsanlarımızın hatta saÄŸlık sektörü çalışanlarının bile bazı hastalıklar karşısında cahilliklerinin tavan yaptığı ve hasta olan insanların hayatını cehenneme çevirdiÄŸi bir dönemde yaşıyoruz. Belki bu bir dönem deÄŸil insanlığın varoluÅŸundan beri süre gelen bir olgudur.  Hal böyle olunca bu durumu yüzyıllardır anlayamayan insanlara anlatmak yerine daÄŸlara taÅŸlara anlatmak daha mı doÄŸru olurdu acaba? Mesela şöyle bir deneme yapsak:

Ey Toros dağlarında yaşayan tüm canlılar !!!

Dünya insanlarının ne kadar bencil olduklarının farkında mısınız? Bir farkındalık yaratmak için mutlaka birinin kendisini feda etmesi gerektiÄŸine ne demeli? Ãœniversite öğrencisi Dilek in Bakan Bayraktarla o meÅŸhur diyaloÄŸu olmasaydı, lenf kanseri insanların ilaçları devletçe karşılanırmıydı sizce? Daha da kötüsü bu kimin umurunda olurdu?  Bir hastalığın ne kadar önemli olduÄŸunun, o hastalığın toplumun ne kadarında var olduÄŸuyla ölçüldüğü bir dünya burası. BencilliÄŸin zirve noktası!!!

Toplumda bir çok yönden engelli insan var. Kimisi kör, kimisi sağır, bazıları topal yada zihinsel engelli... Saymakla bitmez. Kendileri için hazırlanan hayatta kendi sınavlarını yaşıyorlar. Bu İnanın sayıları bizim gördüğümüzden yada tahmin ettiğimizden çok daha fazla. Bizim onlara bakış açımız yüzünden topluma karışamıyorlar. Defolu mal gibi hayatın en ücra raflarında bekliyorlar.

Filmden bir replikle bitirmek en güzeli sanırım: Beni kendi hastalığım değil, sizin hastalığınız öldürecek...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Top Ad

Responsive Ads Here