Kuyruklu Yıldız Eken Adam - Deneme Blogu

Breaking

Öylesine

About

test banner

Post Top Ad

Responsive Ads Here

Post Top Ad

Responsive Ads Here

Pazar, Ağustos 16, 2015

Kuyruklu Yıldız Eken Adam



Gelen hediyelerden küçük olanı, Kuyruklu Yıldız Eken Adam bitti. Roman Şeker Portakalı tadında tam bir gençlik romanı. Hikaye insanı yormuyor ve oldukça sürükleyici. Tabi bunda çevirinin de başarısını es geçmemek gerekir. Durum böyle olunca benim elimde üç gün oyalanan kitap, sizin elinizde bir günde bitecektir. 

Hikaye İtalya'nın bir kasabasında geçiyor. Herkes yaklaşan kuyruklu yıldızın görünmesini bekliyor. Genel inanışa göre, kuyruklu yıldızı gören kişinin tuttuğu dilek gerçekleşecektir. Babasının hasretiyle yanıp tutuşan baş karakterimiz Arno da kuyruklu yıldızı görme derdindedir. Böylece her yılbaşı gecesi mektup aldığı (!) babası da gelecektir. Ancak Arno'nun bu isteği ne annesi nede kardeşi tarafından önemsenmemektedir. Bu yalnızlık Arno'yu kasabaya gelen esrarengiz adama sürüklemektedir....

Tanıtım Bülteninden;

Yaşamın ne kadarı hayaldir, hayallere biçilen ömür neyle ölçülür?

"Arno ormandaki adamı düşündüğünde, içinde, hayal gücünü harekete geçiren, yüzlerce soru uyandıran bir merak kıpırdanmaya başladı. Bu gizemli yabancı kimdi? Neden o kulübeye sığınmıştı? 
Hayal gücü oradan oraya sıçradıkça, merak umudu besliyor ve yabancı adamın görmediği yüzü babasının bildik yüzüyle yer değiştiriyordu. Ya gelen babasıysa..? Ya onlara sürpriz yapmak için saklanıyorsa..? Belki de yardıma gereksinimi vardı? Belki de Arno'nun yardımına!"

İtalya'nın bir köyünde, herkes yaklaşan kuyrukluyıldızdan söz ediyordu. Böylesi, yıllardır görülmemişti. Ama kimse, göklerin bu makyajsız kraliçesini Arno kadar sabırsızlıkla beklemiyordu. Çünkü onun tek bir dileği vardı: Babasının eve dönmesi. Ancak, ne kardeşi onun kadar önemsiyordu bu dileği, ne de annesi Myriam. Hayatları, onları seven ama kendi prensiplerinden ötesini görmeyen bir adamın yakınında sürerken, köydeki terk edilmiş kulübenin bacası yeniden tütmeye başladı...

Bazen, sadece bize anlatılanın güzelliğiyle ayakta kalmak isteriz. Bazen hayatı, sadece hayallerimizin aydınlattığı kadarıyla görmektir bize iyi gelen. Umutla mutluluk yan yana yürüdüğünde, o yolu başkalarının, kendi doğrularıyla çizmesini istemeyiz. Gerçeklerin yükünü öykülerle hafifleten Angela Nanetti, büyülü bir anlatımla kaleme aldığı romanında soruyor: Mutluluğun ne kadarı uyum ve kabulleniştir, ne kadarı hayal ve arayış?

Keyifli okumalar... 

7 yorum:

Kalemderi dedi ki...

Şeker Portakalı tadında dersen beklentim büyük olur ama :) Çocuk-gizemli yabancı dostluğu bakımından benziyor sanırım. Bir fırsatını bulup kitapçıya kapağı atabilsem, siz blogger arkadaşlardan görüp duyup merak ettiğim, okumak istediğim epey kitap birikti.

Abdullah ÖZER dedi ki...

Sizde beğenirsiniz umarım :)

Abdullah ÖZER dedi ki...

Baş karakterimiz hayal gücü yüksek, umudunu kaybetmeyen ve hayallerinin peşinde koşma cesareti olan bir çocuk... (Ödev sorusu mu? ) :)

Zeynep Demir dedi ki...

annesi ve kardeşi var sanırsam onların özellikleri neler bu arada evet ve yarın son gün yardım ederseniz çok tşk ederim

Zeynep Demir dedi ki...

annesi ve kardeşi hakkında bilgi alabilir miyim evet yarın son teslim :)

Abdullah ÖZER dedi ki...

:) evet annesi ve kardeşiyle yaşıyor. Anne aslında kötü bir karakter değil. Çocuklarına bakabilmek için fırında çalışıyor. Fırının sahibide bu kadınla evlenebilmek için aileye iyi davranıyor. Anne çocuklarının geleceği için kendi hayatını ikinci plana atabilecek kadar özverili. Sonunda da zaten arno nun istediği adamla evleniyor.

Kardeş ise daha silik bir karakter. Kendi halinde. Babasına kavuşmak gibi bir hayali bile yok.

Abdullah ÖZER dedi ki...

Merhaba

Umarım verdiğim bilgiler işinize yarar ama siz yinede kitabı okuyun.

Bir kitabı ne zaman bitecek kaygısı yaşamadan kendinizi vererek okursanız tadına doyamazsiniz. Benden size abi tavsiyesi olsun ;)

Yorum Gönder

Post Top Ad

Responsive Ads Here